Sipariş Hattı: 0216 393 25 91

saat.
ANKARA İSTANBUL İZMİR
Adak ne demektir?
Adak, kişinin farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allâh'a söz vererek o ibadeti kendisine borç kılması demektir. Adak, ferdin, arzu ettiğine kavuşmak, korktuğundan sakınmak hususunda Allâh'ın yardım ve desteğini sağlamak amacıyla, kendiliğinden bir takım dinî mükellefiyetler altına girmesi olarak yorumlanabilir. Bu nedenle, adak hemen hemen bütün dinlerde değişik şekillerde bulunmaktadır.

Adak kurbanının etinden kimler yiyebilir?
Adak kurbanının etinin, adağı yapan kişinin kendisi, eşi, usûl ve fürûu (yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları) dışında kalan fakirlerlere dağıtılması gerekir. Ancak, adakta bulunan kişinin ve evindekilerin, etinden az miktarda yemelerinde sakınca yoktur.

Adağın geçerli olması için, adakta bulunan kişide aranan şartlar nelerdir?
Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş bir kimse olması gerekir. Çünkü adakta bulunma, sonucu itibariyle ibadet grubunda yer aldığından, tam eda ehliyeti gerekir. Dinî bir hükümle yükümlü olmadıkları için çocuğun ve delinin adakları muteber değildir.

Adağın geçerli olması için, adanan şeyde aranan şartlar nelerdir?
Adağın geçerli olabilmesi için;

a) Adanan şey, namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, kurban kesmek gibi ibadet olmalıdır. Bu nedenle, et yememek, güneş altında durmak gibi adakta bulunmak geçerli değildir.

b) Adanan şey, bizzat kendisi kastedilen bir ibadet olmalı; başka bir ibadete vesile olduğu için ibadet gibi kabul edilen şeylerden olmamalıdır. Bu itibarla abdest almak, ezan ve kamet okumak, mescide girmek bizzat kastedilen bir ibadet olmadıklarından, bunlarla yapılan adak geçersizdir.

c) Adanan şey, adakta bulunan kişinin yükümlü olduğu farz veya vacip bir ibadet olmamalıdır. Bu nedenle, beş vakit namaz kılmayı, Ramazan orucunu tutmayı, malının zekatını vermeyi, üzerine farz olan haccı yapmayı adamak; adak kapsamına girmez.

d) Adanan şeyin yerine getirilmesi fiilen ve dinen mümkün ve meşru olması, mal ise adayan şahsın mülkiyetinde bulunması gerekir. Bir kimsenin, sahip olmadığı malı adaması geçersiz, sahip olduğundan fazlasını adaması halinde ise sadece sahip olduğu kadarı hakkında geçerlidir. Ancak bir kimsenin ileride sahip olması kuvvetle muhtemel bir malla ilgili adağı geçerlidir. Mesela kişinin ileride miras yoluyla sahip olacağı malı adaması böyledir.

e) Adanan şey, dinin yasakladığı veya hoş görmediği bir şey olmamalıdır. Nitekim Hz. Peygamber, isyan olan konularda, adakta bulunulmamasını, bulunulmuş ise, yerine getirilmemesini emretmiştir (Buhari, Eyman, 27).

Adakta zaman kaydı bağlayıcı mıdır?
Bir kısım İslâm bilginlerine göre adakta zaman kaydı bağlayıcı olmayıp, adak belirlenen zamandan önce de yapılabilir. Diğer bilginlere göre, namaz, oruç gibi bedenî ibadetlerde belirlenen vakit bağlayıcı olup, adak daha önce yerine getirilemez; sadaka, kurban gibi mali ibadetlerde ise, belirlenen vakte uyulması zorunlu değildir, daha önce de ifa edilebilir. Adak bir tür ibadet ve ibadetlerde de ihtiyat esas olduğundan, vakte bağlı adaklarda, vakte riayet edilmesi uygun olur.

Belli bir zamana bağlı olan adak, özürsüz olarak ertelenmemelidir. Ertelenmesi halinde daha sonra bu adağın kaza edilmesi gerekir. Vakit belirlenmeyen adaklarda ise, kişi bu adağını dilediği zaman yerine getirebilir; yerine getirmeden ölürse sorumlu olur. Ancak kişi ne zaman öleceğini bilmediğinden bu adağını ilk fırsatta gerçekleştirmelidir.

Ömür boyu veya uzun bir süre bir şeyi yapmayı adayan kişini durumu nedir?
Ömür boyu veya uzun bir süre bir şeyi yapmayı adamak, bazı İslâm bilginlerince mekruh görülmüştür. Ancak böyle bir adakta bulunan kişi, adağını yapmaya gücü yetiyorsa, bunu yerine getirmelidir.

Adakta mutlak ifadeler kullanılmış ise, bu ifadenin süreklilik arz edip etmemesi kişinin niyetine bağlıdır; bir defa yapmaya niyet etmişse veya herhangi bir niyeti yoksa, bir defa yapmakla adağı yerine gelmiş olur. Ancak ömür boyu veya belirli bir süre yapmayı niyet ederek adakta bulunmuş ise, niyetindeki süre kadar adağını yerine getirmelidir. Meselâ, "sabah namazlarına düzenli olarak kalkabilirsem iki rekat da fazla namaz kılacağım" diye adakta bulunan kişi, her kalktığında iki rekat fazladan namaz kılmayı niyet etmişse, bu durumda her kalktığında sürekli olarak iki rekat da adak namazı kılması gerekir. Ancak bu sözleri söylerken böyle sürekliliği gerektiren bir niyet ve ifade yoksa bir defa iki rekat namaz kılmakla adak yerine gelmiş olur.

Adak kurbanının bedeli para olarak fakire verilebilir mi?
Adak, kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allâh'a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulanan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Bu itibarla, adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermek ya da ayni yardımda bulunmakla bu adak yerine getirilmiş olamaz.

Adakta yer kaydı bağlayıcı mıdır?
Bir kısım İslâm bilginlerine göre adaklarda mekan şartı bağlayıcı değildir; bu adak başka bir yerde de ifa edilebilir. Diğer İslâm bilginleri ise, ibadetlerin çeşitlerine göre farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Bu konudaki görüşler değerlendirildiğinde, sadakalarda mekanla ilgili belirlemelere, namazda ise sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksânın belirlenmesine riayet edilmesi uygun olur. Bunun dışındaki yer belirlemeleri ise, bağlayıcı değildir.

Adakta bulunmanın hükmü nedir?
Hz.Peygamber ile önde gelen ashabının uygulamaları göz önünde bulundurulduğunda, adakta bulunmanın dinen tavsiye edilen bir şey olmadığı görülür. Ancak şartlarına uygun olarak yapılan adağın yerine getirilmesi vaciptir. Kuran-ı Kerim'de, ister Yaratan'a olsun, isterse yaratılana, verilen sözün yerine getirilmesi emredilmiştir (Maide 5/1, İsra 17/34, Nahl 16/91). Ayrıca adağın yerine getirilmesi, iyi kulların vasıfları arasında sayılmış (İnsan 76/7); yapılan adakların ifa edilmesi istenmiştir (Hac 22/19). Hadislerde de, Allâh'a itaat olan adakların yerine getirilmesi, isyan olan konularda, adakta bulunulmaması, bulunulmuş ise, uyulmaması emredilmiştir (Buhari, Eyman, 26-27, Müslim, Nezir, 8).

Her hangi bir şart ve zamana bağlanmayan mutlak adaklar, adama anından itibaren ilk fırsatta yerine getirilmelidir. Bir şarta bağlı olan adakların ise, şartın gerçekleşmesi halinde yerine getirilmesi gerekir. Şart gerçekleşmeden adağın yerine getirilmesi geçersiz olup, şart gerçekleşince iade edilmesi gerekir.

Kulağı delinmiş hayvan kurban olur mu?
Hadis-i şeriflerde hayvanların kurban edilmesine engel teşkil eden kusurlar; körlük, hastalık, topallık ve iliği yok denecek kadar zayıflık olarak belirlenmiştir (bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 6). Bunların dışındaki kusurlar ise, müçtehitler tarafından, kendi dönemlerindeki hayvanların değerini düşüren kusurlar esas alınarak tespit edilmiştir.

Günümüzde, yaşayan hayvanların sayısını tespit etmek, ülkemize girip çıkan hayvanları kontrol altına almak ve sağlıklı olduklarına işaret etmek amacıyla marka takmak için hayvanların kulaklarının delinmesi bir kusur değil, hayvanın sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Bu itibarla kulakları delinen hayvanın kurban edilmesinde sakınca yoktur. Kaldı ki, fakihlerin çoğunluğu kulağın delinmesini kusur kabul etmemişlerdir.

Sipariş Hattı: 0216 393 39 32

adak, kurbanlık , et , aras ticaret,aras adak,aras,
adak, kurbanlık , et , aras ticaret,aras adak,aras,